7th Zone Youtube Kanalı

EN İYİ 7: Oyun Açılış Sinematiği

İNCELEME: PS3 Co-op Destekli Oyunlar #2

İNCELEME: Skooldaze Klass of '99

BİLGİ: Little Fighter 2 Karakter Rehberi

22 Ağustos 2019 Perşembe

İNCELEME: The Count Lucanor


          Baroque Decay tarafından geliştirilen The Count Lucanor, 3 Mart 2016 tarihinde çıkışını gerçekleştirdi. Piksel grafiklere sahip olan bu oyunda, Hans ismindeki bir çocuğu kontrol ediyoruz. İlk bakışta sıradan bir piksel grafikli oyun gibi gözükse de kendisini diğerlerinden ayıran birkaç özelliğe sahip. Bu özelliklerin başında oyunun ilham aldığı bazı efsaneler yer alıyor.

  "The Legend of Zelda, Yume Nikki, Silent Hill veya Dark Souls gibi klasik oyunlardan esinlenilmiş olan retro, 8-16 bit arası bir stili bulunan The Count Lucanor inanılmaz bir gizemi ve korkutucu bir macerayı içerisinde barındıran bir masal dünyasında kurulu. Oyun, içerisinde; önemli seçimler, alternatif sonlar, gizemleri ve bulmacaları çözmek için farklı yolların kullanılması gibi özellikleri barındırmakta."

  Yukarıda yazan açıklamayı görür görmez oyunu hiç düşünmeden aldım. Ancak sonradan içimde küçük bir pişmanlık oluştu. Çünkü oyundaki hikayenin başlangıç kısmı aşırı derecede kötü. İade etmeyi falan bile düşündüm. Hikayenin başlangıcı aynen şu şekilde;


          Hans'ın ailesinin maddi durumu ne yazık ki iyi değil. Asker olan babası gittiği son savaştan uzun zamandır dönmüyor, annesi ise bütün olumsuzluklara tek başına göğüs germeye çalışıyor. Ancak yeterli olmuyor.

          Hans 10. yaş gününde annesinden hediye istediğinde, annesi durumlarının iyi olmadığını ve üzgün olduğunu söylüyor. Ancak Hans huysuzluğuna devam edip, bu sefer de tatlı istiyor. Annesi yine durumlarının iyi olmadığını söylese de Hans bir türlü uslanmıyor.


          Yaşanan sözlü tartışmadan sonra Hans, evi terk edip keşfe çıkacağını, hazineler bulup çok zengin olacağını söylüyor. İşte hikayenin tam da bu noktasında oyun aşırı derecede insanı kendisinden soğutuyor.

          Çünkü annesi Hans'a hiç karşı çıkmıyor. Tamam biraz "Yapma etme oğul!" gibi cümleler kuruyor ama sadece o kadar. İstese onu eve kilitleyebilir, bağırıp kızabilir ama hayır engel olmuyor. Aksine oğlunun yanına baston, biraz peynir ve 3 altın verip gönderiyor. Sanki dünden razıymış gibi.

          Hikaye ile alakalı bu başlangıç dışında kötü bir şey söylemek zor. Olayların gelişimi güzel kurgulanmış. Geliştirici ekibin verilen kararların hikayeyi şekillendireceği sözünü tuttuğunu söyleyebiliriz. Hatta bazı noktalarda işini Undertale'den daha iyi yapıyor diyebiliriz.


          Hans evi terk edip ormanda biraz dolaştıktan bir cin ile karşılıyor ve onu takip ediyor. Ardından Tenebre Kalesi adında bir yere ulaşıyor. Aslında oyun tam da bu noktada başlıyor diyebiliriz. Çünkü cin bize eğer adını tahmin edebilirsek, bizi Kont Lucanor ile tanıştıracağını ve onun mirasına sahip olabileceğimizi söylüyor. İsmiyle alakalı bazı ipuçlarının yer aldığı mektuplar ise kalede yer alan odalarda gizli.

          Ancak ne yazık ki Tenebre Kalesi 10 yaşındaki bir çocuk için hiç uygun bir yer değil. Çünkü kapkaranlık ve içerisi tehlikeli düşmanlar ile dolu. Bu noktada yardımımıza mumlar koşuyor. Mumlar kaleyi keşfederken etrafımızı aydınlatmanın yanı sıra çok önemli bir işlev daha sunuyor.


          Mumları yere bırakarak hem kale içerisinde yer alan düşmanları daha kolay fark edebilir hem de labirent vb. noktalarda bize hatırlatıcı bir işlev görmesini sağlayabiliriz.

 

          Tenebre Kalesi'inde bulunan bu odalar klasik zindan mantığında dizayn edilmiş. Bu odalarda karşımıza bazen bir bulmaca çıkarken bazen ise bize zarar verebilecek bazı düşmanlar çıkarıyor. Bu düşmanlara zarar vermek gibi bir seçeneğimiz yok. Çoğu zaman düşmanlardan perdelerin arkasına ya da masaların altına saklanarak kurtuluyoruz.

          Bu odaların içinde cinin ismini tahmin etmemize yardımcı olacak mektupların dışında başka eşyalar da bulabiliyoruz. Bu eşyalar ekmek, peynir, altın vb. şeyler olabilirken, bazen de başka bir noktadaki bulmacayı çözmemize yarayacak bir eşya olabiliyor.


          Kalenin nispeten en güvenli ve en önemli bölümü bahçe kısmı. Çünkü oyunumuzu bu noktada kayıt ediyoruz. Çeşmede duran Karga sayesinde. Ancak bedava değil. Oyun boyunca bulacağımız altınlardan birini çeşmeye attığımız takdirde oyunumuz kayıt oluyor. Altınlarımızı bu yüzden dikkatli harcamalıyız.


          Çıkmış olduğumuz keşif boyunca birçok NPC ile karşılaşmamız mümkün. Bu NPC'lere karşı olan tutumumuz bize bazen bir iyilik bazen ise bir kötülük olarak geri dönebilir. Bu yüzden NPC'lere olan tutumumuza dikkat etmemiz gerekli.

          Oyun boyunca almış olduğumuz kararlar neticesinde birden fazla son görmek mümkün. Eğer en doğru kararları verirseniz son kayıt dosyasını yükleyerek, her defasında farklı bir şey yapıp bütün sonları görebilir ve tekrar oyunu en başından oynamak zorunda kalmazsınız. Ben almış olduğum kararlar ile sanırım 4 farklı sonu görebiliyordum.


           Yaklaşık 3-4 saatlik bir oynanış süresine sahip olan The Count Lucanor, gerçekten güzel saatler geçirmenizi sağlıyor. Alternatif sonları görmek için her defasında baştan oynayarak oynanış süresini uzatabilirsiniz ancak dediğim gibi doğru kararlar ile tek save dosyasında birden fazla alternatif sonu görme imkanınız var. Eğer piksel yapımlara ve gerilim unsurlarına karşı bir ilginiz var ise The Count Lucanor tam aradığınız adres.


PC SİSTEM GEREKSİNİMLERİ

Minumum Sistem Gereksinimleri: 

İşletim Sistemi: Windows XP
İşlemci: Core 2 Duo
Bellek: 2GB
Ekran Kartı: Intel HD 3000
Harddisk: 512MB

Önerilen Sistem Gereksinimleri: 

İşletim Sistemi: Windows 7
İşlemci: Core i3, i5, i7
Bellek: 4GB
Ekran Kartı: OpenGL2 destekli
Harddisk: 512MB 
--------------------------------------------
Platform(lar): Nintendo Switch, Microsoft Windows, Linux, Mac OS, PlayStation Vita, Xbox One

22 Kasım 2017 Çarşamba

MİNİ İNCELEME: Slain: Back from Hell


     Geliştiriciliğini Andrew Gilmour'un yaptığı, yayımcılığını Digerati Distribution'ın üstlendiği Slain: Back from Hell 25 Mart 2016 tarihinde çıkışını gerçekleştirdi.

Artılar;

+ Metal müziklerden hoşlanıyorsanız tam kafa dağıtmalık bir oyun \m/ 
+ Dövüş mekanikleri basit ve kolay öğreniliyor. 
+ 3 çeşit silah ve bu silahlara özel kombolar oynanışı daha da zenginleştirmiş. 
+ Bölüm tasarımları ve atmosfer sizi havaya sokmakta başarılı bir iş gerçekleştiriyor. 
+ Boss savaşları oldukça zorlu. Savaştan zafer ile ayrıldıktan sonra yapılan headbang mükemmel \m/ 
+ Fiyatına göre oldukça iyi bir oyun. İndirimdeyken kaçırmayın. 

Eksiler;

- Bazı oyuncuları sıkabilecek bir ilerleyişi bulunmakta. Birkaç platform ögesinden sonra, birkaç düşman öldürme ve boss savaşı şeklinde ilerliyor. 
- Metal müzikler size göre değilse uzak durun.

PC SİSTEM GEREKSİNİMLERİ

Minumum Sistem Gereksinimleri: 

İşletim Sistemi: Windows XP, Vista, 7 veya 8
İşlemci: 1.5 Ghz veya daha hızlısı
Bellek: 1 GB 
Harddisk: 500 MB
--------------------------------------------
Platform(lar)Microsoft Windows